Sex Hikayeleri

2 sene önce - Admin Ekledi - 1401 Kez Okundu

Yengemle İki Magandaya Siktirdik Kendimizi

Yengemle İki Magandaya Siktirdik Kendimizi

Slm ismim Seray. 25 yaşına bir kızım (ama Bakire değilim, bekaretimi İstanbul’da üniversitede okurken kaybettim). Bitirdiğim bölüm Otelcilik ve Turizm olduğundan ve amcamın Alanya’da bir oteli olduğundan, bir sezondur Alanya’da yaşıyorum ve amcamın otelinde çalışıyorum. Yengemin adı Demet, yani amcamın karısının. Ergenliğe adım attığım yaşlardan beri yengem nedense bana çok çekici gelmiştir. Aslında içimde lezbiyenlik adına hiçbir duygu yok ve yengemden başka hiçbir kadını da arzulamadım. Normal bir şekilde erkeklerden hoşlanıyorum.

Yazın sonlarına doğru, sezonun yoğun dönemleri geçmiş, işler azda olsa hafiflemişti. Yengemin otelde aktif olarak bir görevi yoktu, ama ben sıkı bir şekilde çalışıyordum. Resepsiyondan tutun da, kayıt, muhasebe ve katçı kadınların takibine kadar her işi yapıyor, haftada 7 gün otelin herşeyiyle ilgileniyordum. Yani yazın nimetlerinden faydalanamıyordum. Bir pazar günü amcam bana, “Bugün izinlisin, hadi yengenle beraber sahile gidin.” dedi. Ben, yok falan dedimse de, yengem de, “Hadi gidelim!” diye ısrar etti. Yengemle aramız çok sıkı fıkı değildir aslında, ama dediğim gibi ondan hoşlanıyordum. “Tamam yenge, gidelim.” dedim ve odama çıktım hazırlanmak için…

Atletik bir vücudum vardır. Boyum 1.70 ve 59 kilodayım. Vücudumu beğenirim, sadece göğüslerimin daha büyük olmasını isterdim. Göğüslerim portakal büyüklüğündeler, ama dimdikler. Hemen bikinimi giydim. Pembe çiçek desenli, altları yandan bağlamalı, normal bir bikini idi. Birkaç tane çok açık olan bikinim vardı, ama onları dışarıda giyecek kadar cesur değildim açıkçası. Ama yine de çantama bir tanesini atmıştım. Teşhiri severim. Webcamda falan takılırım bazen, o zaman giyiyorum ancak. Bikinimin üstünde beyaz pileli bir etek ve kolsuz kısa bir tişört giymiştim. Otelin lobisinde yengemle buluştuk. Alanya merkezinde bir plaja gidecektik, otelin plajını kullanmak istemedik, farklı bir yer istemiştik.

Yengemin arabasına binip Kleopatra plajına vardık. İki şezlong kiraladık, adam gelip şemsiyelerimizi dikti. Yengem de şort ve tişörtünü çıkartıp sırtüstü uzanıp güneşlenmeye başladı. Yengemi neden arzuladığımı anlayamıyordum. Yengem 40’lı yaşların ortasında, hafif kilolu, 1.60 boylarında bir kadındı. Saçları hep permalıydı, rengini değiştiriyordu hep. Teni güneşten esmerleşmişti artık. Bikinisi gayet normal bir bikini idi. Ben de eteğim ve tişörtümü çıkarıp bir sigara yaktım ve şezlonga uzandım. Yengemle havadan sudan muhabbet ediyorduk. Sahil kalabalıktı. Sigaramı bitirdikten sonra yengemden güneş yağını istedim. Bana uzattı. Vücudumun ön tarafına sürdüm ve “Sen de istermisin yenge?” dedim. Yengem de, “Sen sür!” dedi. Sırt üstü yatıyordu. Göbeğinin üstüne döktüm yağı. Karnına, omuzlarına, göğsüne sürdüm (memelerine de dokunmak isterdim, ama cesaret edemedim tabi ki. Yengemin memeleri gerçekten iriydi, benimkilerin olmasını istediğim gibi). Oradan aşağılara, baldırlarına ve bacaklarına sürdüm. Ellerim kasıklarına yaklaştığında öyle heyecanlanıyordum ki! Yengem ise hiç birşey o yokmuş gibi yatıyordu…

Yengem sonra yüzüstü döndü. Arkasına sürerken ellerimi birazda olsa bikinisinin alt kısmından içeri doğru sokarak kalçalarına dokunmuştum. Yengemi yağlamam bitince, yengem, “Gel, ben de senin sırtına süreyim!” dedi. “Tamam!” deyip yüzüstü uzandım. Sırtımdan başladı yağı sürmeye. “Kız sen neyle temizliyorsun tüyleri?” dedi, ama ben cevap vermedim. Üniversiteye giderken lazerle temizletmiştim, sadece amımın üstündekiler duruyordu. Yengem sırtıma sürerken bikinimin ipini çözmüştü. Sırtımdan bacaklarıma geçerken de, bikinim altını yanlardan ortaya çekip kalçalarımın arasına soktu. Ben napıyorsun gibisinden hareket edince, “Dur kız! Senin gibi vücudum olsa altıma ufacık bir tanga giyerdim. Bırakta popon güneş görsün biraz!” dedi. Yengem kalçalarıma dokunurken içim gidiyordu. Sonra kasıklarımı ve bacaklarımı da yağladı ve “Tamamdır!” deyip kendi şezlonguna geçti. Ben de bikinim üstü çözülü, altıda kalçalarımın arasında, yüzüstü yatarak güneşlendim…

15 dakika sonra yengem, “Hadi önünü dön de yağ süreyim!” dedi. “Tamam!” deyip, bikinimin üstünün ipleri bağlamaya çalışırken, “Kız bırak şunu, rahat ol biraz, taş gibi göğüslerin var!” deyip, bikinimin üstünü almaya çalıştı, ama ben tutarak, “Utanırım ama!” dedim. Yengem, “O zaman beraber çıkartalım!” deyip bikinisinin üstünü fora edip, bembeyaz memelerini özgürlüğe kavuşturdu. Muhteşem görünüyorlardı, meme uçları kocamandı. Ben de bikinimi göğüslerime tutarak doğruldum. Yengem bikinimin üstünü çekerek aldı elimden ve “Yat bakalım!” dedi. Ben biraz çekingen davranıyordum. Onca insanın içinde üstsüz kalmaktan utanmıştım. Yengem kollarımı geriye doğru ittirdi, memelerim tamamen ortaya çıkmıştı. Yağı karnıma döktü, karnıma, göğüslerime omuzlarıma bacaklarıma sürdü. Ama ben yengemin ellerinin altında eriyordum. Bana tekrar, “Nasıl temizliyorsun tüylerini?” diye sordu. Lazer yaptırdığımı söyledim. Bu arada bikinimin altını birden havaya kaldırıp, amımın üstüne baktı. Yukarıya doğru bir çizgi olarak bırakmıştım amımın üstündeki tüyleri. “Bunları elletmemişsin?” dedi. Ben de, “Utanıp açamamıştım!” dedim. Yengemin bu hareketleri şaşırtmıştı beni. Aslında yengem biraz hoppa bir kadındı, ama abartmadan.

Bütün vucudum yağ içindeydi. Yengem sürme işlemini bitirince yerine geçip ellerini arkaya attı, memeleri ortada güneşlenmeye başladı. Ben de aynı şekildeydim. Sahilde birçok erkeğin gözü üstümüzdeydi. Özellikle Maganda tipli erkekler hiç çekinmeden bizi süzüyorlardı. Nasıl süzmesinlerdi ki, ikimizin vücudu da güneşin altında yağ içinde parlıyordu. Eminim çok sexy görünüyorduk. Biraz daha güneşlendikten sonra yengem, “Hadi denize girelim!” deyip ayağa kalktı. Memeleri açıktaydı ve bikinisinin altı da koca kalçalarının arasında girmişti ve hiç düzeltme gereği duymamştı. Ben, “Tamam!” deyip bikinimin üstüne doğru hareketlenmişken, elimden tutup, “Bırak şunu artık!” deyip, çekerek kaldırdı beni…

Denize uzaklığımız 20 metre falan vardı. Ben de yengem gibi üstsüzdüm ve bikinimin altı aynen kalçalarımın arasındaydı. Biraz utanıyordum açıkçası. İki üstsüz kadın, el ele, denize doğru yürüyorduk. Dışarıdan ne kadar azdırıcı göründüğümüzü hayal edersiniz herhalde. Denize girdik. Su ateş içindeki vücudumu serinletmişti. Biraz yüzdükten sonra kıyıya doğru geldik. Ayaklarımız yere bastığında dalgalarla oynamaya başlamıştık. Dalgalar üstümüze geldiğinde hopluyorduk. Memelerimiz de bizimle birlikte tabi. Dalgalar büyük geldikçe yengem bana sarılıyordu. Yengemin çıplak vücudu benimkine değdikçe mahvoluyordum. Ama benim de utangaçlığım geçmişti, fırsatı buldukça ben de sarılıyordum yengeme, kalçalarını avuçlarımın arasına alıyordum. Göğüslerimiz birbirine değiyordu arada. Soğuk sudan sertleşmişti uçları. Göğsümün üstünde hissediyordum yengemin meme uçlarının o sertliğini…

Yengem, “Hadi çıkalım.” dedi ve önden çıktı. Bikinisinin altı kalçalarının arasında kaybolmuştu artık, hiç düzeltmeden şezlonga doğru yürüyordu önümden. Ben de aynı şekilde yarı çıplak arkasındaydım. Hiç kurulanmadan bir sigara yaktım. Zaten kalçalarımın arasına girmiş bikinim iyice yerleşmişti araya, birde hiç düzeltmeden oturunca sıyrılıp çatalımı da ortaya çıkarmıştı. Yengem de bir sigara istedi. Normalde içmezdi. Sohbetimiz biraz daha samimi olmaya başlamıştı. Bana halen kız olup olmadığımı sordu, kızlığımı nasıl kaybettiğimi falan anlattırdı. Etrafımızda bize bakanlardan bahsediyorduk. Yengem hoşuna giden birisi geçerken, “Şu çocuk ta süpermiş!” falan diyordu. Bu arada birkaç şezlong ilerimizde oturan iki kişi vardı. İkisi de şort giymişti. Biri 30, diğeri de 45 yaşlarında görünüyordu. Yaşlı olanın üstünde atleti vardı. Tam Magandaydı ikisi de. Biz denizdeyken gelmişler sanırım, denizden çıktığımızdan beridir de aleni olarak bizi izliyorlardı…

Genç olan kalkıp yanımıza doğru yürümeye başladı. Yengemin arkası dönüktü o tarafa. Adam yanımıza gelince gülümseyerek, “Hello!” dedi. Yengem kıkırdamıştı hemen. Ben de, “Hello!” dedim. Adam kötü bir İngilizceyle, çok güzel olduğumu söylemeye çalıştı. Ben de, “Kendini yorma, Türkçe biliyoruz!” dedim. Özür diledi, arkadaşıyla birlikte bizi yazlık evlerine davet etmek istediğini söyledi, “Birlikte yemek yeriz, özel havuzumuz var, daha rahat oluruz!” falan dedi. Ben tam, (Teşekkür ederiz, ama hayır!) diyecektim ki, yengem benden önce cevap verdi ve “Eviniz nerede?” diye sordu. Ben yengemin bu hareketine şok olmuştum. Adamın ne kadar Maganda olduğu kaba konuşmasından belliydi. Evin yerini tarif etti. Yengem, “Tamam, gidelim! Ama saat 6 gibi bizi tekrar buraya bırakırsınız!” dedi. Adam sırıtarak, “Tabi ki hanımefendi! Ben arkadaşıma haber vereyim!” deyip gitti…

Ben hemen, “Napıyorsun yenge? Bilmediğimiz adamların evine mi gideceğiz?” dedim. Yengem, “Aman kız, birşey olcağından değil ya, eğleniriz gariplerle biraz!” dedi. Diğer adam da atletini giymiş, yanımıza gelmişlerdi. Diğeri, “Adım Sinan!” diyerek kendini tanıştırdı. “Merhaba!” dedik. Genç olanın adı da Kenan’mış. Yengem kalktı, bikinisinin üstünü çantaya atıp, üstüne tişörtünü ve şortunu giydi. Ben de yengem gibi bikinimin üstünü giymeden tişörtümü ve eteğimi giydim. Yengeme kızmıştım biraz, ona inat, “Bir dakika bekleyin, bikinimin altı ıslak!” dedim ve eteğimin altından bikinimi çıkartıp çantama attım. Bu sefer yengem şaşırmıştı. Eteğim zaten kısacık birşeydi, hem de beyazdı ve güneş vurduğunda içi belli oluyordu…

Arabalarına doğru yürümeye başladık. Oldukça lüks bir arabaları vardı. Yaşlı olan ön kapıyı açarak yengemi davet etti. Biz de Kenanla arkaya oturmuştuk. Ben artık daha rahat hareket ediyordum. Eteğim zaten minicikti, oturunca iyice sıyrılmıştı. Karşıdan bakıldığında amım görülebilirdi. Araba hareket etmişti. Öndeki adam yengeme ismini sormuştu. Yengem de, “Buket!” diye cevaplandırdı. Ben hemen anlamıştım ismini vermek istemediğini. Sinan sonra bana dönerek, (ki o anda bakışları bacak arama takılmıştı, ben de gayri ihtiyari bacaklarımı kapattım) adımı sordu. Ben de, “Ece!” dedim. Adam birkaç iltifattan sonra konuşmadı. Evleri bir yamacın kenarında, sitenin içindeydi. İki katlı villalar vardı. En üstteki villaların birinin bahçesine girdik. Sinan, “Buyurun!” diyerek arabadan indi ve koşarak yengemin kapısını açtı. Kenan da benim kapıya koştu. Eminim bu acelesinin sebebi, ben arabadan inerken görebileceği birşeyler olmasıydı. Eşler paylaşılmıştı anlaşılan. Kenanın bugün zorla da olsa amımı göreceğine emindim, ama daha erkendi, elimle önümü kapatarak arabadan indim.

Saat daha yeni 14.00 olmuştu. 18.00’de döneceğimiz için, daha bu evde 4 saatimiz vardı. Karnımızın aç olup olamadığını sordular. Hayır dedik. Kenan, “O zaman siz havuz başına geçin, ben meyve getireyim!” dedi. Yengem de, “Önce bir duş alabilirmiyiz, şu kumlarımızdan kurtulalım!” dedi. Sinan, “Tabi, buyrun, üst kattaki banyoyu kullanabilirsiniz!” dedi. Ben en önde, arkamda yengem, peşinde de Sinan merdivenlerden çıktık. Bize banyoyu gösterdi ve “Ben aşağıya iniyorum, işiniz bitince siz gelirsiniz.” dedi ve gitti. Banyoda yengem, “Kız merdivenleri çıkarken heryerin görünüyordu, bu kadar azdırma adamları!” dedi. Ben de, “Altımda birşey olmadığını unutmuşum…” dedim ve önce ben girdim duşa. Çabucak temizlendikten sonra çıktım, yengem girdi duşa. Ben kurulanıp bikinimi giyecektim ki, aklıma çantamdaki diğer bikinim geldi. Plajda giydiğim bikinimi kenara bıraktım ve açık olan bikinimi giydim. Üstümde varlığıyla yokluğu belli olmuyordu. Üstelik rengi de beyazdı. Üstü sadece meme uçlarımı kapatıyordu, altı ise G-String’ti. Arkası incecik bir ip, önü de ufacık bir üçgendi. O kadar küçüktü ki, hareket ettiğimde önündeki üçgenden, amımdan yukarı doğru ince çizgi halinde uzanan tüylerim bile görünüyordu. Havluma sarınıp, “Ben iniyorum!” dedim. Yengem peşimden seslenip, “Kız bikinin burada, birşey giymeden mi çıktın sen?” dedi. “Başka bikini vardı yanımda!” dedim ve havuz başına indim.

Sinan ve Kenan birkaç meyve getirmişler ve bira içiyorlardı. Ben yanlarına yaklaşınca Kenan ayağa kalkıp, bana şezlongda yer verdi ve “Bira istermisin Ece’ciğim?” diye sordu. Gayet cesurlardı. “Evet!” dedim. Bir bira açarak verdi. Büyük bir yudum aldım ve bir sigara yakacaktım, Kenan hemen kendi sigarasından uzatarak, benimkini de yaktı. Az sonra yengem de kapıda göründü. Çılgın kadın, benim o pembe çiçekl bikinimi giymişti. Yengemin boyu benden kısaydı, ama göğüsleri de, kalçaları da benimkilerden iriydi. Kıvırtarak yanımıza geldi. Sinan hemen kalkarak yanında yer açtı. Bikinin altı yengemin iri kalçalarının arasında adeta kaybolmuştu. Memeleri de bikininin üstünden ve altından taşıyordu. Sinan iltifatlara başlamıştı hemen. Ben halen havluma sarılı oturuyordum. Az önce heryerimi görmüşlerdi, ama şimdi nedense utanmıştım. Bikinim gerçekten çok ufaktı çünkü…

Yengem bira içmek istemedi. Sohbete başladık adamlarla. Yengem beni üniversite öğrencisi, kendini de genç yaşta dul kalmış ev sahibem olarak tanıttı. Artık yengem ‘Buket!’, ben de ‘Ece!’ olmuştum. Yengem gayet rahat ve doğal davranıyordu. Bense biraz cesaretlenmek için biramı hızlıca içiyordum. Sinanla Kenan da İstanbul’da ticaretle uğraşan iki esnaf komşuymuş. Karılarını İstanbul’da bırakıp, bir haftalığına kaçamak yapmaya gelmişler. Muhabbet sürüyordu. Sinan yengeme, “Buket hanım, güzel cildiniz zarar görmesin, güneş yağı süreyim mi?” diye sordu. Yengem, “Tabi!” dedi, şezlongda oturuyordu, arkasını Sinana döndü. Sinan eline yağı döküp, yengemin omuzlarını ve sırtını adeta okşamaya başladı. Yengem de arada başını geriye atarak hoşuna gittiğini belli ediyordu. Sinan ellerini yengemin önüne dolayarak, karnını yağlıyor, bu arada bikiniden taşan memeleri eline değiyordu. Gördüğüm kadarıyla Sinan çadırı kurmuştu. Kenan da bana teklif etti yağ sürmeyi, ama ben, “Daha sonra… Şimdi biraz havuza girmek istiyorum!” dedim. Kenan da, “Tamam, havuza girelim!” dedi.

Kenan’ın vücudu fena değildi, iriyarı bir tipti, ben yanında ufak tefek kalıyordum. İkisi de oldukça kıllıydı. Ayağa kalktım, arkam onlara dönükken havlumu yere bıraktım. Geri döndüğümde üçünün de gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Yengemle göz göze gelmemeye çalıştım. Sinan dayanamayıp, “Bikinin harikaymış Ece!” dedi. “Teşekkür ederim!” deyip havuza atladım. Hareket ettikçe bikinimin altı da, üstü de kapattığı yerleri kapatamaz oluyordu. Zaten astarsızdı ve ıslakken ne var ne yok ortadaydı. Kenan da benim peşimden havuza daldı ve benimle oynamaya başladı, beni kucaklayıp havaya atıp duruyordu. Her atmasında memelerim bikiniden kurtuluyordu. Ben de şaşırmış gibi yapıp tekrar kapatıyordum. Az sonra yengem de geldi yanımıza ve Sinanı da davet etti. Sinan yok falan dedi. Yengem bikinisinin üstünü çıkarıp Sinana fırlattı. Havuzda hopladıkça yengemin memeleri, şap şap suya vuruyordu. Sinan dayanamadı tabi o muhteşem memelere, o da daldı havuza. Yengem, “Tut beni!” deyip Sinana sarılıyor, o da yengemin memelerini eziyordu kıllı göğsüyle. Yengemle Sinan alenen dokunuyorlardı birbirlerine…

Biraz havuzda eğlendikten sonra hepsi çıkıp oturdular, en son ben çıktım. Bikinim ıslanınca tamamen şeffaf olmuştu, tekrar bana bakakaldılar. Yengem üstsüzdü, ama ben tamamen çıplak gibiydim. Amımın üstündeki tüyler bile belli oluyordu bikinimin altından. Hiç oralı olmadan havlumu alıp kurulandım ve Kenana, “Şimdi yağlarmısın beni?” dedim. Önünde ayakta duruyordum. Kenan eline yağ dökerek bacaklarımdan başladı yağı sürmeye. İri elleri vücudumda okşar gibi dolaşıyordu. Kalçalarıma geldiğinde daha hoyrat davranıyordu. Yağlama işi bitince arkam Kenana dönükken dizlerimi hiç kırmadan popomu dışarı çıkartarak öne doğru eğildim ve ayak parmağımdaki yüzük çıkmış gibi tekrar yerine yerleştirmek için oyalandım eğilmiş vaziyette. Kalçam dışa doğru çıkmıştı, bikinimin kalçalarımın arasına giren ipi o kadar inceydi ki, o anda Kenanın benim arka deliğimi o incecik ipin altından gördüğüne emindim. Bu tahminim doğruymuş ki, döndüğümde Kenanda eliyle kurduğu çadırı kapatmaya çalışıyordu. Ama çadırın direği sağlama benziyordu :))

Sinan yengemin, Kenan da benim yanımda şezlonglara oturmuştuk. ortamızda bir plastik sehpa vardı. Kenan bana bir bira daha açıp sehpaya koymuştu. Kenanla Sinanın üstünde şortları, benim üstümde halen ıslak ve şeffaf olan bikinim, yengemde ise sadece bikinisinin alt kısmı vardı. Muhteşem göğüsleri ortadaydı ve halen çok rahat görünüyordu yengem. Sinan, “Bir oyun oynayalım mı?” dedi. Yengem, “Evet!” diye atladı hemen. Sinan eve girip elinde iskambil kağıtlarıyla geri döndü, “Papaz Kaçtı’yı herkes biliyordur herhalde?” dedi. “Evet!” dedik. Kenan, “Peki neyine oynayacağız Sinan abi?” dedi. Sinan, “Kaybeden bir parça giysisini çıkartsın!” dedi. Yengem kahkahayı bastı. Kenan da, “Zaten birer parça var üstümüzde!” dedi. “En şanslımız Ece o zaman…” diye cevap verdi Sinan ve ekledi, “Onda 2 parça var!” dedi. Yengem, “Olsun, hadi başlayalım!” deyince ben yine şaşırmıştım. Yengem, “Oyundan ilk çıkan, papaz elinde kalanın üstündekini çıkartsın!” diye kural bile koymuştu. Sinan kağıtları karıştırmaya başlamıştı hemen. Ben nedense çok çekiniyordum, duygularım an be an değişiyordu, bazen çok rahat ve sexy hissediyordum kendimi, bazen de utanıyordum. İçlerinde en çıplak olan bendim zaten. Bikinim hem ufacık, hem de şeffaf haldeydi halen ve vücudumun bütün ayrıntıları ortadaydı.

Kağıtlar dağılmaya başlamıştı. Oyunu bilenler anlar, ilk başta elindeki çiftleri ayırıyosun ya, bende sadece 2 tane çift vardı. Ben yengemden, Kenan benden, Sinan Kenandan, yengem de Sinandan çekiyordu. En hızlı giden Sinandı. En sona tabii ki yengemle ben kalmıştım. Bikinimin üstünün halen üstümde olmasına sevinmiştim. Cesaret toplamak için biramdan hızla içiyordum. Sıra bendeydi. Papaz yengemdeydi ve ben çekiyordum. Yengem de çok heyecanlıydı. Papaz onda kalırsa bikinisinin altını çıkartmak zorunda kalacaktı. Heyecandan kıpır kıpırdı. Tabii ki göğüsleri de kıpır kıpırdı ve benim aklımı alıyordu. En sonunda çektim bir kartı, ama papazdı bana gelen. Ve yengemin geri çektiği papaz değildi. Papaz bende kalmıştı. İlk kurban ben olmuştum. Oyundan ilk çıkan Sinan olduğundan, o çıkartacaktı üstümden 1 parça…

Ayağa kalktım, Sinanın önüne gelip arkamı döndüm. Sinan ellerini birbirine vurarak, “Başlıyorum!” dedi ve bikinimin alt tarafından tuttu. Ben hemen, “Dur, napıyorsun? Üstümü çıkarsana!” dedim. “İstediğimi çıkartma hakkım var kurallara göre, ama seni kırmayayım Ece’ciğim!” dedi, ayağa kalktı ve bikinimin ipini arkadan çözmeye başladı. Bense 40 yaşlarında Maganda bir adamın bikinimin ipini çözmesini bekliyordum. Nedense bu iki adamın yanında gayet uysaldım. Kırk yıl uğraşsalar, birlikte olamayacakları bir kızdım, ama şimdi kendim teslim oluyordum. Hem de yengemin sayesinde. Sinan bikinimin iplerini birbirinden ayırınca zaten göğüslerime sıkıca oturan bikinim, memelerimden yukarı doğru lastik gibi fırladı. Yengem beni alkışlayarak gülüyordu. Sinan bikinim üstünü eline alarak göğüslerimi tamamen ortada bıraktı. Ben tintin yerime dönüp, Kenanın yanına oturdum. Sinan elinde kalan bikinimin parçasını yanına koydu. Artık hepimiz tek parça kalmıştık. Oyun tekrar dönmeye başlamıştı…

Sona Kenanla ben kalmıştık. Ben şansıma küfrediyordum. Bu sefer ilk çıkan yengem olmuştu. Yani sona kalanın üstündekini yengem çıkartacaktı. Papaz benim elimdeydi ve Kenan çekecekti. Hiç kağıtlara bakmıyordu, gözleri gözlerimdeydi, sırıtarak bana bakıyordu. Bense adeta korkuyla titriyordum. Yengem, “Hadi acele edin ama, sabırsızlanıyorum!” dedi. Yengemin bu hareketleri beni şaşırtıyordu, neredeyse beni Kenanın yada Sinanın kucağına elleriyle oturtacaktı. Kenan hızla elimdeki kağıtlardan bir tanesini çekti ve kahkaha atmaya başladı. Papaz yine elimde kalmıştı. Yengem, “Gel kız buraya!” dedi. Zaten hemen karşımdaydı. Ben, “Yapmasak olmaz mı?” falan dedimse de, dinlemediler tabii ki. Çok utanıyordum. Bikinim her nekadar bir yerimi kapatmasa da, tenimde o kumaşı hissetmek bambaşkaymış. Şimdi hiç tanımadığım iki adamın yazlığının bahçesinde ve de yengemin önünde çırılçıplak kalacaktım…

Ayağa kalkıp yengeme doğru adım attım. Önüm yengeme dönüktü. Yengem bikinim kenarlarından tuttu, ben de elimle amımı kapatmaya çalışıyordum. Sinan, “Ama yapma Ece’ciğim, çek ellerini!” dedi. Yengem de, “Evet Ece, mızıkçılık yapma!” diyerek destekledi. Yapacak birşey yoktu, ellerimi çekip belime koydum. Yengem bikinimi çok yavaş bir şekilde aşağıya doğru kaydırıyordu. Yengemin yanında Sinan bana doğru eğilmiş, gözleri aşağı kayan bikinimin üstündeydi. Bikinim aşağı doğru inerken ilk önce amımın üstünden yukarı çizgi halinde uzanan tüylerim ortaya çıkmaya başladı, sonra kalçalarımın arasına sıkışan bikinim birden kurtuluverdi ve amımın dudakları Sinan gözlerinin önüne serildi. Kenan ise şimdilik arkamda kaldığı için göremiyordu. Yengem bikinimin altını dizlerimin altına çekerek, bacaklarımdan kurtarıp arkasına attı. Sinanın ağzından, “Çok güzelll!” sözcükleri döküldü. Yerime geçmek için dönünce Kenan da her şeyi gördü ve “Gerçekten mükemmelsin Ece!” dedi. Yerime oturdum. Ben oyundan çıkmıştım artık, diğerleri devam ediyordu…

Elime biraz güneş yağı alıp, göğüslerime sürmeye başladım. Yengem, “Bana da sürer misin canım? Az önce Sinan göğüslerime sürmemişti…” dedi ve omuzlarını geriye atarak göğüslerini ileri çıkarttı. Karşıdan eğilip, ellerimle memelerinin ikisini altından başlayarak okşamaya başlamıştım. Çok güzellerdi. Böyle bir yumuşaklığı hissetmek beni azdırıyordu. Kendi göğüslerimi de beğenirim, portakal büyüklüğünde ve diktirler ve 1 cm sarkma yok. Ama yengemin memelerinin yumuşaklığı bambaşkaydı. Kendimi kaptırmışım ki, yengem, “Sağol güzelim, bu kadar yeterli.” dedi. Ben de artık işi kötü kızlığa vurup (çünkü yengemin memelerine dokununca azmıştım, hatta amımın dudaklarının kendini bıraktığı alenen belli oluyordu), “Benim için bir zevkti Buket abla!” dedim, bacaklarımı iki yana açıp, elimde kalan yağı da baldırlarıma, bacak arama ve amıma sürdüm. Sonra da ellerimi geriye atıp, bacaklarım iki yanda oturmaya başladım. Amım yengemin tam karşısındaydı şimdi…

Oynadıkları oyundan bu sefer de yengem ilk olarak çıkmış ve papaz Sinanın elinde kalmıştı. Sinan hiç laf etmeden kalktı ve yengeme doğru döndü. Şortu tam yengemin başı hizasındaydı. Ben de yandan görebiliyordum. Yengem, “Başlıyorum!” dedi. Sinan çok rahat görünüyordu. Yengem şortunun kenarlarından tutup aşağıya sıyırmaya başladı. Sinanın göğsündeki kıllar, göbeğinden şortunun içine doğru iniyordu. Yengem şortu sıyırmaya devam ettikçe kılların devam ettiğini görüyorduk. Sonunda aletinin dibi görünmüştü. Aleti şortunun içinde aşağı doğru eğilmişti. Yengem şortu aşağı çektikçe, şort Sinanın aletinin üstünden aşağı doğru kayıyordu. Gerçekten çok kalındı, benim avucuma ancak sığabilirdi. Yengem şortu Sinanın aletinin gövdesi boyunca indiriyordu, ancak bir türlü başına ulaşamıyordu. Yengemin de benim de gözlerimiz faltaşı gibi açılmıştı. Şortu neredeyse dizine gelecekti. Sonunda Sinanın aleti şortundan kurtuldu…

Sinan pis pis sırıtıyordu. Gerçekten gurur duyulacak bir aleti vardı. Aslında buna alet demek yanlış olur, gerçek bir yarraktı Sinanınki. Kılların arasından heykel gibi çıkıyor ve aşağı doğru sarkıyordu. Kalkmamış hali sanırım 20 cm’e yakındı ve de kalın. Gövdesinin kalınlığı başından daha fazlaydı. Hayatımda canlı olarak gördüğüm en büyük yaraktı bu. Yengem kim bilir nasıl seviniyordu böyle bir yarağı alacağı için. Neredeyse bacağına değecekti. Yengem, “Çok büyükmüş gerçekten!” dedi. Sinan gülümseyerek yerine oturdu. Benim amımı sergilememe inat, o da bacaklarını açmıştı. Yarağı aşağı doğru sarkmış, şezlongun üzerindeydi…

Sıra son oyundaydı. Ya yengem, ya da Kenan soyunacaktı. Sinan, “Ece’ciğim gel istersen biz havuza girelim!” dedi. O kıllı ve göbekli adamla havuza girmek için can atıyordum, ama yine de, “Oyunu izleyelim, hep beraber gireriz!” dedim. Son oyun hızlı başladı ve yengem yine kazandı. Şimdi sıra Kenanın şortundaydı. Bakalım benim şansıma ne çıkacaktı. Çünkü söylenmemiş olsa bile, eşler paylaşılmıştı ve yine söylenmemiş olsa bile, bu Magandaların bizi bugün burda çatır çatır sikecekleri ortadaydı. Ben hazır bir şekilde bekliyordum, zaten çırılçıplaktım. Kenan kalkıp yengemin önüne doğru geldi. Yengem, “Dön bakalım arkanı!” dedi. Anlamıştım ki şortunu indirdiğinde Kenanın aleti bana doğru çıkacaktı. Yengem, “Ece’ciğim gel beraber çıkartalım, senin öcünü alalım!” dedi. Ben de, “Olur!” dedim, ben şortun önünden, yengem de arkasından tuttu. Kenanın vücudu fena değil demiştim, iri yarıydı. Yengem arkadan Kenanın kalçalarını okşayarak yavaşça indirmeye başladı, ama bunu aleni olarak yapmıyordu. Ben de şezlongta öne doğru eğilip şorta uzanmıştım, ben de aynı hızda sıyırıyordum…

Eğildiğim için Kenana çok yaklaşmıştım. Onun aleti de şortun içinde aşağı doğru uzuyordu, ama biraz sertleşmişti. Şort gövdesi boyunca sıyrıldı, ama kafasına takıldı. Kenanın aleti de gayet kalın ve uzundu, ama Sinanınki kadar muhteşem değildi. Sinanınki kusursuzdu. Ama Kenan aletini kıllardan arındırmıştı. Şortu kendime doğru çekince Kenanın aletinin kafası da şorttan kurtulup dışarı attı kendini. Biraz sertleşmişti, dışarı fırlayınca az daha yüzüme çarpacaktı. Kenanın gözlerine bakarak gülümsedim. Yengem Kenanın kalçasına bir şaplak patladıp, “Dön bir bakalım!” dedi. Kenanın yarı kalkmış aletini görünce, “Ne oldu buna böyle?” dedi. Kenan da, “Sizin gibi güzel bayanları görünce dayanamadı!” diye cevap verdi. Yengem, “Hadi havuza!” deyince, hepimiz çırılçıplak havuza daldık. Bir tek yengemin bikinisinin altı duruyordu…

Havuzda yengemle Sinan sarmaş dolaş şakalaşıyorlardı, yengem hiç ayrılmıyordu Sinanın yanından. Sinan da boş durmuyor, yengeme değdiriyordu sürekli. Eminim o muhteşem yarrağı teninde hissetmek yengemin hoşuna gidiyordu. Ben de onları izliyordum, havuzun kenarına gelmiştim. Kenan da yanıma geldi, arkamdan yaklaştı. Siki halen sertti, kalçalarımın üstünde hissediyordum. “Ece, güzelliğin aklımı başımdan aldı, senden çok hoşlandım!” deyip, boynuma bir öpücük kondurdu. Bu arada Sinan da yengemi havuzun köşesine getirmiş ve dudaklarını somurmaya başlamıştı. Yengemin bir eli suyun içinde hareket ediyor, Sinanın yarrağını sıvazlıyordu. Sinan da yengemin dudaklarını ve boynunu öpüyor, memelerini okşuyordu. Yengemin gözleri kapanmıştı. Onlar kopmuştu artık…

Biz Kenanla havuzdan çıktık. Kenanın siki direk gibi olmuştu, kafası şişmiş ve acaip bir şekilde büyümüştü, adeta mantar gibi. Aslında her ikisinin de yarakları birbirinden güzeldi. Kenanla şezlonga yan yana oturduk. Ama daha yakındık, temas vardı aramızda. Kenan bir bira açıp yudumladı. Ben şişeyi elinden alıp büyük bir yudum aldım. Ben içerken, Kenan, “Ben artık dayanamıyorum!” dedi, şişeyi ağzımdan çeker çekmez dudaklarıma yapıştı. İri elleri kalçalarımda, amımda ve göğüslerimde dolanıyordu ve beni kıvrandırıyordu. Ben de Kenanın kıllı göğsünü, koca kafalı sikini okşuyordum. Kenanın taşakları da çok büyüktü, avucuma ancak sığıyordu…

Sinan da yengemi havuzun kenarına oturtmuş ve bikinisinin altını da çıkartmıştı. Sinan havuzun içindeydi. Yengem bacaklarını iki yana açtı. Sinan bacaklarından tutup kendine doğru çekti ve yengemin amına yapıştırdı dudaklarını. Yengem başını geriye doğru atmış inliyordu. Ben de kopmuştum iyice, Kenanı şezlonga yatırdım ve ağzına oturdum. 69 olmuştuk. Benim yüzüm havuza doğru dönüktü. Ağzımda kafası zorla ağzıma sığan Kenanın siki varken, bir yandan da yengemleri izliyordum. Kenanın da dudakları ve dili arkamda iyi çalışıyordu. Daha önce hiç anal yapmamıştım, ama Kenanın arka deliğimin üstünde dolaşan parmağı hoşuma gitmişti. Götümün deliği sanki kaşınıyordu ve Kanan da kaşıyordu…

Az sonnra Sinan havuzdan çıkıyordu. O neydi öyle, yarrağı öylesine büyümüş ve kemik gibi sertleşmişti ki, havuzdan çıkıp yerde oturan yengemin ağzına verdi. Ama yengem zorlanıyordu tabi ağzına almakta, sadece başı giriyor, yengem ağzından çıkarıp diliyle boylu boyunca yalıyordu yarrağı. Ben de iyice dolmuştum artık, Kenan diliyle mahvediyordu beni. Onun da ağzımdaki sikinin damarları atmaya başlamıştı, hissediyordum. Sinan yengemi kaldırıp hemen yanımızdaki şezlonga yatırdı. Onlarla aramızda yarım metre yoktu. Yengemin bacaklarını omzuna aldı, koca yarrağını dibinden tutup, şap şap vurdu yengemin amının üstüne. Yengem birazdan o muhteşem yarrağı yiyeceği için kasılıp duruyordu. Ben ağzımda Kenanın siki, onları izliyordum. Yengemin amı sırılsıklamdı, am dudakları şişmiş, kendini bırakmıştı. Amından süzülen zevk suları kalçalarına doğru akıyordu. Yengemle yan yana iki şezlongda, biran önce sikilmek için yanıyorduk şimdi…

Yengem kollarının üstünde kalkarak Sinanı kendine doğru çekti ve “Sik artık beni!” dedi. Yengem sanki yanında ben yokmuşum gibi rahattı. Hadi Kenandan çekinmiyordu, ama beni de yok sayıyordu. Sinan da yengeme, “Şimdi sikecem seni karıcığım!” deyince, yengem tekrar uzandı arkasına. Sinan kalkmış sikini tutup yengemin amına nişanladı, yavaşça ittirmeye başladı. O koca yarak yengemin amının dudaklarını arasından süzülerek içeri kayıyordu. Yarak içine kaydıkça yengemin nefesi kesiliyordu. Bir seferde gittiği yere kadar soktu yengemin amına. Sanırım rahmine dayanmıştı ki, daha ilerlemedi ve yarağın 3-4 cm’i dışarıda kalmıştı. Sinan yavaş yavaş gidip gelmeye başlamıştı yengemin amında…

Ben de Kenanın üstünde ters dönüp, koca kafalı sikini tuttum ve amımın deliğine yerleştirip üstüne oturdum. Kfası gerçekten o kadar büyüktü ki, canımı yakmıştı girerken. Ama dibine kadar almıştım. Kenan belimden tutuyordu ve birden hızlanmıştı içimde, makine gibi seri olarak çalışıyordu. Hoplatıyordu beni kucağında, resmen çatır çatır sikiyordu. Ve çok iyiydi bu konuda. Benim de nefesim kesilmişti, ağzımı açıyordum, ama bağıramıyordum sanki. Kenan sikinin koca kafası içimi dövüyordu adeta. Bana kezza yengem hiç durmadan inliyordu. İkimiz de gayet güzel sikiliyorduk. Biz kaşınmıştık, onlar da kaşıyordu…

Kenan beni kucağından kaldırarak şezlonga yüzüstü yatırdı. Kalın kollarıyla ve iri elleriyle bana şekil veriyordu. Belimden tutup kaldırdı ve domalttı beni önünde. Sikini kalçalarımın arasına sürtüyordu. Ben arka deliğime girmek isteyeceğinden korkuyordum, çünkü kafasını alırken canımın yanacağına emindim. Fakat sürtmesi de hoşuma gidiyordu. Sonra birden amıma flop diye geçirdi sikini. Gözlerim açılmıştı. İki eliyle kalçalarımı iki yana ayırmıştı ve hızlı bir şekilde pompalıyordu amıma. Çok kötü olmuştum, dayanamadım ve hırlayarak boşalmaya başladım, bacaklarım titriyordu. Kenan halen amıma gidip geliyordu. Amımın suları sezlonga damlamaya başlayınca Kenan üstümde eğilip boynumu öptü ve “Hoşuna gitti mi?” diye sordu. Ben sadece gülümseyebildim…

Bu arada Sinan şezlonga yattı ve yengemi kucağına oturtup alttan amına pompalamaya başladı. Yengemin memelerini de yüzüne bastırmış, adeta ısırıyordu. Amına yarak girip çıkarken yengemin kalçaları okadar davetkar duruyordu ki, dayanamadım ve Kenanın önünden çekilip kalktım, Kenanı tutup Sinanların olduğu şezlonga götürdüm. Onlar sikişmeye devam ederken, şezlongun yanına oturdum ve yengemin kalçalarını okşamaya başladım. Yengem hoplamaya devam ediyordu. Yengemin koca kalçalarını iki yana ayırdığımda, göt deliği pempe bir güle benziyordu ve çok sıkıydı, daha önce hiç anal seks yapmamıştı sanırım. Tam göt deliğinin üstüne tükürdüm, sağ elimin işaret parmağıyla tükürüğü yaydım deliğinin üstüne, sonra parmağımı yavaşça kaydırdım deliğinin içine. Kolayca girmişti, ama yengem birden sıktı kendini, parmağım içeride kilitlenmişti. Sonra gevşetti ve ben parmağımı sokup çıkartmaya başladım. Ben yengemin götünü parmaklarken, yengem de zevk aldığını belirtmek istercesine inliyordu. Deliği parmağıma alışmıştı ki, orta parmağımı da soktum götüne. Artık iki parmağımla sikiyordum yengemin götünü…

Kenan da bu manzara karşısında iyice azmıştı ve yarağını okşayarak yengemin arkasına yanaştı. Belli ki yengemin götüne sokmak için sabırsızlanıyordu. Parmaklarımı çektiğimde açılmış delik yavaşça kapandı tekrar. Yengemin kalçalarını yanlara doğru gererek, deliğinin tam üstüne bir daha tükürdüm. Sonra Kenanın sikine de tükürerek ıslattım ve Kenana, “Hadi!” dedim. O sırada Sinan yengemin amını öyle güzel sikiyordu ki, yengemin hiçbir şeye itiraz edecek ya da konuşacak durumu yoktu, kendinden geçmişti adeta. Kenanın sikini tutarak yengemin göt deliğine dayadım, Kenan da iki eliyle yengemin belinden tutarak bastırdı. Sinan da hareketlerini durdurmuştu. Kenanın koca yarrağının kafası zorda olsa girivermişti yengemin götünden içeri. Zaten gerisi de çabucak kayıverdi içine. Ama yengem de çığlığı başmıştı o anda. Başlarda biraz böğürsede, hemen alıştı götündeki yarağa da. Şimdi resmen tost olmuştu yengem. Öyle bir ritm tutturdular ki, yengem oturunca Sinanın muhteşem yarağı amına, kalkınca da Kenanın koca kafalı siki götüne giriyordu. İkisi senkronize bir şekilde sikiyorlardı yengemi…

Yengem kopmuştu artık, zevkten gözleri kaymış, ağzını bile kapalı tutamıyordu. Ben de Kenana arkadan sarılmış, iri tşaklarını okşuyordum. Daha 5 dakika olmadan Kenan kasılmaya başlamıştı, “Geliyorum!” dedi ve taşakları elimde, yengemin götünün içine boşalmaya başladı. Titriyordu. Sikinin üstündeki damarları görebiliyordum. Öyle dolu dolu boşalamıştı ki, siki halen yengemin götünün içindeydi, ama dölleri delikten dışarı taşıyordu. Sikini yengemin götünden çıkartınca bir avuç döl fışkırdı dışarıya. Kenan boşalmış ve işi bitmişti, ama ben azmıştım tekrar, amım vıcık vıcıktı. Yengem de götünün içinde hissettiği döllerin sıcaklıkğından olsa gerek anormal sesler çıkartmaya başladı. Sinan amına pompalamaya devam ederken yengem de titreyerek kasılmalarla boşalmaya başladı ve yığılıp kaldı Sinanın üstüne…

Yengem Sinanın üstünden kalkmayı başardığında, amından çıkan yarrak halen direk gibiydi. Sinan da ayağa kalktı ve bana, “Ece’ciğim beraber devam edelim mi?” diyerek elini uzattı. Ben de uslu bir kız gibi elinden tuttum. Beni şezlonga sırtüstü uzatarak bacaklarımı iki yana ayırdı ve koca yarağıyla amımı fırçalamaya başladı. Amımın dudakları bırakmıştı kendini. Yarağını aşağıya doğru kaydırarak kabak gibi açılmış olan göt deliğime dayadı ve “Denemek istermisin birtanem?” dedi. Ben de, “Çok isterim, ama alamam canım! Amımı sik!” deyiverdim terbiyesiz bir şekilde. 45 yaşındaki kuduruk adam 25’lik taş gibi kızın bu lafını duyunca durur mu, pat diye geçiriverdi yarrağını tazecik amcığıma. Ama ben yengem kadar bile alamamıştım, üstelik canım da yanmıştı. Sokabildiği kadarını amıma sokup, içimde bekledi gözlerim küçülene kadar. Sonra yavaşça geri çekip, nazikçe sikmeye başladı beni. İri yarağı girip çıkarken amımın içinde her yere dokunuyor ve beni boşalmaya doğru götürüyordu. Yengem de yanımda diz çökmüş, saçlarımı okşuyor, arada göğüslerimle oynuyordu…

Sinan birkaç kez pompaladıktan sonra, “Amın daracık aşkım, mahvettin beni, gelmek üzereyim!” dedi. Sinanın bu lafını duyunca anladım ki maceranın sonuna yaklaşıyorduk. Fırsat bu fırsat diye düşünerek, herzaman yapmak istediğim şeyi yapmaya karar verdim ve yengemi saçlarından tuttum ve dudaklarından öpmeye başladım. Yengem ters bir tepki verir diye de içimde bir korku vardı, ama öyle olmadı. Yengem de karşılık verince dillerimiz birbirine dolandı. Ben de gelmek üzereydim ve Sinan son defa içime öyle bir ittirdi ki yarrağını, girerken de çıkarken de yarağını boylu boyunca klitorisime sürttü ve ben boşalmaya başladım. Sinan hırıldamaya başlayınca, yengem, “Kızın içine boşalma!” dedi ve yanımdan elini uzatarak Sinanın yarrağını amımdan çıkardı, avuçlayarak sıvazlamaya başladı. Sinan bacaklarımın arasında başını geriye doğru attı ve yengemin elindeki yarağından döller fışkırmaya başladı. Yengem halen sıvazlıyordu yarağı. Sinanın yarağıyla gözgözeydik adeta. Öyle bir fışkırdı ki, ilk çıkan döller yüzüme gelmişti. İkinci parti gelenler de boynuma. Yengem elindeki yarağı sanki sağıyordu ve Sinanın dölleri de ardı arkası kesilmeden gelmeye devam ediyordu. Memelerim ve karnım Sinanın dölleriyle kaplandı…

Yengem Sinanı öperek, “Hadi canım, bizi bırakın artık plaja!” dedi. Sinan da, “Olur aşkım!” diyerek kalktı. Havuza atlayıp temizlendik. Yengemin çıkarttığı bikinileri giydim ve yukarıya çıkıp diğer elbiselerimi de alıp geldim. Yengem de hazırlanmıştı. Sinan gelmedi bizimle, Kenan bizi aldıkları plaja kadar bıraktı. Ama arabada hiç kimse ağzını açmamıştı. Biz yengemle işten gelmiş iki orospu gibi arabadan indik ve kendi arabamıza binip otelemize doğru yola çıktık. Yengem bana sadece, “Bütün bunlardan amcanın haberi olmayacak, tamam mı?” dedi. Ben de başımı salladım ve onayladım. Bacaklarım halen titriyordu…

Garibime giden şey, ayrılırken ne onlar bizden, ne de biz onlardan telefon numarası falan almadık. Sanırım hepimizin çekindiği birşeyler vardı. Ama hayatımın en güzel seksini yaşamıştım, hemde hayalim olan kadınla birlikte. Sanırım yengem için de en iyisi bugün yaşadıklarıydı. Hiç tanımadığımız ve bizim gibisini parayla bile bulamayacak iki Magandaya kendi ayaklarımızla gidip siktirmiştik kendimizi. Ve onlar da gayet güzel becermişti bu işi :))